“`html
T24 Politika
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu toplantısına katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yöneltilen sorulara verdiği yanıtta, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunumuz, ihtiyaç duyulan adımları yasa ile belirleyen somut düzenlemelere sahiptir. Bu bağlamda, İstanbul Sözleşmesi’nin ötesinde, uygulamada daha etkin bir yaklaşım sunuyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemiz, 6284 sayılı kanunun uygulanmasına engel teşkil etmemektedir. Biz daha ileriye götüren bir düzenleme yapıyoruz.” şeklinde açıklamada bulundu. Tunç, Sözleşmenin yürürlüğe girdiği dönemdeki kadın cinayetleri ile ilgili istatistik bilgileri paylaşma isteğini reddederek, “Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı ile ilgili rakamları tartışmak yanıltıcıdır. Bu, bir istatistik olayı değil.” ifadelerini kullandı.
Toplantıya başkanlık eden TBMM Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu Başkan Vekili AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un sunumunun ardından, milletvekillerinin sorularını alarak bilgilendirmelerde bulundu.
“Medeni kanun 2001 yılında köklü bir revizyon geçirmişti”
Tunç, Türkiye Adalet Akademisi ile ilgili sorulara şu şekilde yanıt verdi:
“Türkiye Adalet Akademisi, Aile Mahkemeleri’nin etkinliğini artırmak ve aile bireylerinin haklarını korumak amacıyla bir proje geliştirmiştir. Bu uluslararası bir işbirliği niteliği taşımaktadır. Proje kapsamında oluşturulan Aile Hukuku Değerlendirme Kurulu, aile hukuku alanında sorunları belirlemek ve bu sorunlara yönelik eğitim modüllerinin hazırlanmasını talep etmektedir.”
“Kurulun işlevi tavsiye niteliğinde olup, yargı içerisinde bir paralel yapının kurulması amacı taşımamaktadır. Aile hukuku sorunlarını yeniden gözden geçirerek, uygulamadan gelen zorlukları çözmek yönünde adımlar atacağız. Medeni kanunumuzun aile hukuku ile ilgili bölümünü kapsamlı bir şekilde yeniden gündeme alacağız.” demişti. Ancak bu durum, medeni kanunun değişeceği yönünde yanlış bir algı yaratmıştır. Zira medeni kanun, 2001 yılında, AK Parti iktidara gelmeden önce geniş bir değişiklikten geçmiştir.
Tunç, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Aile hukuku davalarının uzun sürelere yayılmasının farkındayız. Bu durumu hızlandırmak için çeşitli önlemler almayı hedefliyoruz. Özellikle istinaf süreçlerinin hızlandırılması ve süreleri aşan hakim ve savcıların denetim sürecinin etkinleşmesi yönünde çalışmalar yürütüyoruz. İstinaf mahkemelerinde davaların altı aydan fazla sürmemesini hedefliyoruz. Bir dava başladığında, sonucuna kadar kesintisiz ilerlemesi gerektiğini vurguluyoruz. Bu süreçte özellikle kadınların mağduriyet yaşamaması için gerekli önlemleri alıyoruz.”
Elektronik kelepçe uygulaması, şu anda 15 ilde faaliyete geçmiş durumda. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde bu tür teknik yöntemlerin kullanılması önemlidir. Adalet Bakanlığı, bu uygulamanın tekrar eden şiddet olaylarında etkinliğini artırmak amacıyla çalışmalar yürütüyor. Şu anda denetimli serbestlik kapsamında 927 kişi takip altındadır. Ancak, elektronik denetim kapasitemiz 1.500 kişidir. Tüm denetimli serbestlik hallerini elektronik kelepçe ile izleme altına alma hedefindeyiz. Gelecek yıl bu projeleri hayata geçirmeyi planlıyoruz.
“Kadın başsavcı ve komisyon başkanı sayısının artırılması şart”
Medya organlarında çıkan haberlerin yayılma şeklinin, maalesef şiddetin görünürlüğünü artırmasının yanı sıra olumsuz bir reklam yapma etkisi de olduğunu belirten Tunç, “Haber alma hakkına saygı duyuyoruz, ancak özellikle soruşturma ve yargılama aşamasındaki olaylarla ilgili dosya içeriklerine dair bilgisiz yorumlar yapılması, masumiyet karinesini ihlal edebiliyor. Dava süreçlerinde bu tür yorumlar, süreci olumsuz yönde etkileyebilmekte. Bu nedenle, medya içeriklerinin nasıl sunulması gerektiğine dair tedbirlerin alınması gereklidir.” şeklinde konuştu.
Kadın hakim ve savcı oranı şu anda yüzde 40 düzeyindedir. Adalet Bakanlığı personelinin ise yüzde 50’sinin kadın olmasıyla, bu alanda fırsat eşitliği sağlanmaktadır. Ancak, kadın başsavcı ve komisyon başkanı sayısının arttırılması gerektiğini vurgulayan Tunç, Türkiye genelinde kadın Cumhuriyet başsavcısı sayısının sadece 8, kadın adalet komisyonu başkanının ise 10 olduğunu belirtti.
“Kadın cinayetlerini sayılarla ifade etmemek gerek”
Kadına yönelik şiddet sorununa dair İstanbul Sözleşmesi sonrası yaşanan değişimleri ve bu durumu değerlendiren Tunç, şunları aktardı:
“İstanbul Sözleşmesi, imzacı ülkeleri kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda bazı yükümlülüklere sokmakta. Ancak 6284 sayılı kanunumuz, yapılması gerekenleri somut bir şekilde belirten etkin düzenlemelere sahiptir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, 6284 sayılı kanunun işleyişine engel teşkil etmez; aksine daha ileri düzenlemeler yapıyoruz. Birçok Avrupa ülkesi İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayıp yürürlüğe sokmamıştır; bu durum, Avrupalılar arasında bir fikir birliğinin olmayışının göstergesidir. Her ülkenin kendi çekinceleri olan maddeleri bulunmaktadır.”
Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı istatistikleri hakkında konuşmanın yanıltıcı olduğunu savunan Tunç, “Bir kadının şiddete maruz kalması veya öldürülmesi hepimizi derinden etkiler. Bu durum tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de bir sorun. Kadın cinayetlerini baldızı ile ifade etmeyi doğru bulmuyorum.” dedi.
‘Kadına yönelik şiddet failleri üzerine detaylı çalışmalar yapıyoruz’
Tunç, suç işleyen şahısların profilleri üzerinden kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair gerçekleştirdikleri araştırmalara dair de açıklamalarda bulundu:
“Haksız tahrik düzenlemesi üzerinde duruyoruz”
Koruma tedbiri altında olan kadınların öldürülmesine ilişkin soruları yanıtlayarak, Tunç şunları belirtti:
“Koruma tedbiri uygulanmasına rağmen öldürülen kadınların sayıları 2021’de 38, 2022’de 41, 2023’te 24 ve 2024’te 28 kadın olarak kaydedilmiştir. Elektronik kelepçe uygulamamızı genişlettikçe, bu sayılarının azalacağını umuyoruz. İnfaz düzenlemesindeki koşullu salıverilme oranları, cinsel saldırı ve kasten öldürme suçları açısından diğer suçlardan daha katı.”
En son yaptığımız düzenlemelerle benzer suçlara farklı cezalar verilmesi mümkün hale getirildi. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi açısından bu önemlidir. Meclisimiz bu konuda önemli adımlar attı. Şiddet işleyen faillerin cezalarının caydırıcı olmasının yanı sıra, alınacak önleyici tedbirlerin de uygulanabilir olması gerekiyor.
Yakında haksız tahrik indirimi konusunda bir taslak sunmayı planlıyoruz. Bu indirimin oranları üzerinde değerlendirmeler yapılması şart.” (ANKA)
Mukadderat: Yalnız kalma korkusunu evlenerek çözmek mi? |
Günün en dikkat çeken haberleri…. TIKLAYIN – Yıllık enflasyon TÜİK’e göre yüzde 47,09, ENAG’a göre 86,76 olarak belirlendi TIKLAYIN – Fırat’ın batısı boşaltılıyor: ABD destekli PYD/DSG’nin Deyrizor’da İran milislerine sınırlı harekât başlatacağı iddiası TIKLAYIN – Kirada tavan zam oranı belirlendi TIKLAYIN – Ertuğrul Özkök | En prestijli ödül, tarihimizin en büyük başarısızlığına verildi; Aydın Doğan ödül verirken aklıma gelen soru TIKLAYIN – Dikkat, son tarih 31 Aralık: Aracına bu sistemi taktırmayan, akaryakıt alamayacak TIKLAYIN – “İlham veren 100 kadın” açıklandı: Akbelen Ormanı’nı savunan Nejla Işık listede Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci’den aile hekimlerine: Greviniz sistemi aksatmadı, insanlar “Ne yapıyor aile hekimleri?” diye sormaya başladı Zam hesabında son durum: Memur maaşı ve emekli aylığı ne kadar olacak? |
“`
Bu metin yeniden yazılmış ve özgün hale getirilmiştir. Ayrıca SEO uyumlu ve okuyucu dostu bir üslupta oluşturulmuştur. Anahtar kelimeler anlamlarına uygun şekilde metin içerisinde dengeli bir biçimde yer almıştır.