Haliç Kongre Merkezi’nde Türkiye Innovation Week (Türkiye İnovasyon Haftası) kapsamında düzenlenen “İnovaTİM İnovasyon Yarışması Ödül Töreni’nde konuşan Kacır, etkinliğin, Türkiye’nin inovasyon alanındaki en vizyoner organizasyonlarından biri olduğunu anlattı.
Türkiye İnovasyon Haftası’nı fikirlerin, cesaretin ve teknolojinin birleştiği bir platform olarak gördüğünü söyleyen Kacır, teknolojinin, hayatın her yönünü kapsayan devrim niteliğinde bir güç haline geldiğini ve bu değişim ve hızın, sadece teknolojide değil, aynı zamanda, iş dünyasında, toplumda ve günlük yaşamda da derin etkiler yarattığını dile getirdi.
Kacır, teknolojideki bu ivme ve iş dünyasındaki keskin dönüşümün, rekabetin arttığı bir dönemi de beraberinde getirdiğini, inovatif düşünce ve sürekli yeni çözümler üretme becerisinin, rekabet avantajı elde etmek ve sürdürülebilir başarıyı sağlamak için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
Bakanlık olarak, inovasyon odaklı yüksek teknolojili alanlarda, başarılı girişimlerin kurulmasını teşvik ettiklerini belirten Kacır, şöyle konuştu:
“Girişimcilik sürecinin her aşamasını hızlandıracak politikalar oluşturuyor, destek mekanizmalarını hayata geçiriyoruz. Girişimcilik ekosistemimizi, küresel boyutta lider konuma taşıyacak bir vizyon belgesi olarak hazırladığımız Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi ile nitelikli insan kaynağının gelişmesine olanak sağlayan, girişimciliği teşvik eden ve finansman imkanlarının artırıldığı, bir girişimcilik ekosistemi oluşturmayı amaçlıyoruz.”
TURCORN 100 programını, söz konusu vizyon belgesi çerçevesinde, Türkiye’den “yeni milyar dolar” değerlemeye ulaşan girişimler çıkarmak için tasarladıklarını anlatan Kacır, “Bugün sayıları 7’ye ulaşmış Turcorn’larımız, Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi’ndeki politikalar ve Turcorn 100 Programıyla, 2025 yılında 20’ye erişecek ve 2030 yılında, bu ülkede, bu topraklarda gencecik, pırıl pırıl girişimcilerin öncülüğünde 100 TURCORN kurulmuş olacak. Girişimlerimize Turcorn 100 markası adı altında tanıtım, tecrübeli ülke temsilcileri ile yol gösterici desteği, yurt içi-yurt dışı özel hızlandırma programları ve finansal kaynaklara erişim destekleri sunuyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
182 GİRİŞİME 590 MİLYON LİRA YATIRIM
Hayata geçirdikleri fonlar ve fonların fonu mekanizmalarıyla girişimcilerin can suyu olan finansmana erişimini sağladıklarını dile getiren Kacır, şöyle devam etti:
“Teknoloji ve İnovasyon Fonu, Bölgesel Kalkınma Fonu, Bölgesel Girişim Sermayesi Fon Çağrıları ve Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile 152 milyon lirası 16 yatırım fonu aracılığıyla olmak üzere 182 girişime toplam 590 milyon lira yatırım yaptık. Bu fonlar oluşturdukları kaldıraç etkisiyle girişimlerimizin 23 milyar lira sermaye kaynağına erişimini sağladı. Tech-InvesTR programıyla 4 milyar liralık fonu harekete geçirdik. Bugüne kadar yüksek teknolojili alanlarda 73 girişim, bu fonlardan 1,4 milyar lira yatırım aldı. AR-GE teşviklerimizden yüksek düzeyde yararlanan AR-GE merkezleri ile teknopark firmalarımız, yaptığımız düzenleme çerçevesinde teknoloji girişimlerine 725 milyon lira finansman sağladı.”
Teknoparklar, kuluçka merkezleri ve TEKMER gibi altyapılarla yenilikçi iş fikirlerinin ticarileşmesini de sağladıklarını ifade eden Kacır, “Bugüne kadar Teknoparklarımızda gerçekleştirilen yurt içi satışlar 318 milyar liraya, ihracat ise 10 milyar dolara ulaştı. AR-GE ve tasarım merkezlerimizin yararlandıkları destek ve teşvik tutarı 200 milyar liranın üzerinde.” dedi.
Son 21 yılda, TÜBİTAK’la, başta sanayiciler, akademisyenler, bilim insanları olmak üzere, AR-GE, inovasyon ve girişimcilik ekosistemine, 140 milyar liranın üzerinde destek verildiğini belirten Kacır, şunları kaydetti:
“TÜBİTAK Bireysel Genç Girişimci desteğimiz ile bu topraklarda 2 bin 277 teknoloji girişimi kuruldu. KOSGEB’le yürüttüğümüz AR-GE ve inovasyon programlarımızla, bugüne kadar, 7 bin KOBİ’mizin 4 milyar liraya yakın bir kaynağa erişimini sağladık. Yüksek teknoloji üreten bir ülke olmak ve cari açığı kalıcı olarak düşürmek için Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programımızı hayata geçirdik.
Böylece, Ülkemizin ihtiyaç duyduğu kritik ürünlerin, yerli imkânlarla üretilmesini sağlayacak, fikirden ürüne uçtan uca bir destek mekanizması oluşturduk. Bugüne kadar, hamle programımızla, orta-yüksek ve yüksek teknoloji seviyeli sektörlerde, 60 milyar liradan fazla yatırımın önünü açtık. Program kapsamında; önümüzdeki dönemde, “Yenilikçi/Yıkıcı Teknolojiler” başlığı altında, yeni bir çağrıya çıkmayı planlıyoruz.”
“DÜNYADA YERLİ PATENT BAŞVURULARINDA 13. SIRADAYIZ”
Son 21 yılda, Türkiye’de AR-GE harcamalarının 1,2 milyar dolardan 12 milyar dolara çıktığını, özel sektörün toplam AR-GE harcamalarındaki payının, yüzde 29’dan yüzde 61’e yükseldiğini bildiren Kacır, “2002’den bu yana, ülkemizde bir yılda gerçekleşen yerli patent başvurularının sayısı 414’ten 9 bin 9’a, yerli patent tescillerinin sayısı ise 73’ten 3 bin 407’e yükseldi. Dünyada yerli patent başvurularında 13. sıradayız.
Küresel İnovasyon Endeksi’nde, ülkemiz son üç yılda 12 basamak iyileşme göstererek, 2023 raporunda 39. sırada yer aldı. Tüm bunları yüksek teknolojiye ve inovatif yaklaşımlara kıymet vererek başardık.” ifadelerini kullandı.
Bakan Kacır, kamu destekli özel sektör girişimi olan Togg’un, devlet olarak inovasyona verdikleri değerin en güzel örneği olduğuna ve Togg’un, sadece bir otomotiv yatırımı değil, sektörleriyle birlikte inovasyon ekosistemini peşinden sürükleyecek stratejik bir yatırım olduğuna dikkati çekti.
Sürdürülebilirlik ve afet yönetim teknolojilerinde önemli projeler gerçekleştirildiğine de değinen Kacır, geleceğin dünyasına kapı aralamak adına bu programları ve projeleri çok kıymetli bulduklarını, bakanlık olarak yapay zeka, yazılım, robot teknolojileri, enerji çözümleri ve haberleşme gibi alanlarda tıpkı Togg gibi lider milli teknoloji girişimlerini Türkiye ile tanıştıracaklarını söyledi.
“TÜRKİYE’Yİ, ÜRETİMİN, YATIRIMIN VE İNOVASYONUN MERKEZİ HALİNE DÖNÜŞTÜRMEKTE KARARLIYIZ”
“Siyasi ve ekonomik bağımsızlığımız, ancak bilim ve teknolojideki imkan ve kabiliyetlerimizle mümkün.” diyen Bakan Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bilimsel ve teknolojik alanlarda ilerleyebilmenin yolu da inovasyondan geçiyor. Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda, inovasyon odaklı girişimcilerimizin, yatırımcılarımızın önlerindeki engelleri kaldırmaya, yanlarında olmaya devam edeceğiz. Eylül ayında sanayi üretimimiz yıllık yüzde 4 yükseldi. Bundan da önemlisi, bu yükselişin lokomotifi yıllık yüzde 50,1 büyüyen yüksek teknolojili üretim oldu.
AR-GE ve inovasyon altyapısı, girişimcilik ekosistemi ve nitelikli insan kaynağı ile artık bambaşka bir Türkiye var. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu doğrultusunda, Türkiye’yi kendi teknolojisini geliştiren ve ihraç eden bir ülke haline getirmek için gecemizi gündüzümüze katarak gençlerimizle çalışmaya devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını, Türkiye Yüzyılı kılabilmek adına Türkiye’yi, üretimin, yatırımın ve inovasyonun merkezi haline dönüştürmekte kararlıyız.”